Ünlü bir vücut lisanı uzmanı olan Judi James, Prens William’ın Kraliçe’nin torunlarından oluşan kümede açıkça başkan olduğunu ve yas periyodundaki hareketleriyle geleceğin hükümdarı olarak kendini kanıtladığını tez etti.
8 Eylül’de hayatını kaybeden Kraliçe 2. Elizabeth’in yerine oğlu Charles geçerken, gözler bir yandan da bir sonraki vârise çevrildi.
40 yaşındaki yeni Galler Prensi, yas tutanlar için Westminster Hall’da yatan Kraliçe’nin tabutunun yanında başka yedi kuzeniyle birlikte yer aldı.
FEMAIL’e konuşan vücut lisanı uzmanı Judi James, William’ın kendisini “vâris” olarak gördüğünü, kardeşi Harry’nin ise son derece sessiz ve duygusal göründüğünü belirtti:
“Torunlara liderlik eden William’ın beden lisanı, Kraliçe’nin vefatından bu yana Galler Prensi ve sıradaki Kral rolünde ne kadar adım attığını gösteriyor. William, son birkaç gün içinde prestiji ve kendine inancı arttığı için kimi utangaçlıklarını ve kaygılarını geride bıraktı.”
James, William için şu müşahedeleri yaptı:
“Nöbetten evvel kalabalığın içinde yaptığı yürüyüş, onun ilgi alımlı, toplumsal yanını gösterdi ve burada nöbette, oburlarının güç aldığı bir kayaya benziyordu. Harry ise tekrar üniformalı olmaktan duyduğu gururu yansıtıyordu fakat genel olarak daha çok sessiz ve duygusal bir görünümü vardı. William kümeye liderlik etti.”
James ayrıyeten sekiz torunun da dikkat alımlı bir yürek gösterdiğinden bahsetti: “Adım adım ilerlerken sessizce tabutunun etrafında yerlerini aldılar ve pozlarını aldıkları andan itibaren hepsinin dinginliği inanılmazdı. Yakından bile nefes aldıklarını görmek neredeyse imkansızdı. Gözyaşlarını durdurdular ve yalnızca haysiyet ve misyon duygusu içinde kaldılar.”
James yarıca, Prenses Anne’nin çocukları Zara ve Peter’ın William ve Harry için destekleyici olduklarını da ekledi:
Beatrice ve Eugenie, hem ağlayarak hem de birbirlerine sarılarak ya da el ele tutuşarak, büyükannelerini kaybetmeleri konusunda çok açık bir halde duygusallardı lakin dün gece bir çeşit hükümdarlara mahsus öz denetim uyguladılar; nöbetlerini dinginlik ve sessizlik içinde geçirdiler.”