Türkiye, kaynak çeşitlendirmesiyle doğal gaz tedarikinde istikrarı hedefliyor
Avrupa piyasalarında doğal gaz konusunda yaşanan tedarik sıkıntısı ve depoların doluluk oranının azlığı kış aylarının zorlu geçmesine neden oluyor. Avrupa merkezli yaşanan enerji dar boğazı, dünya genelinde fiyatların yükselmesine ve enerji ithal eden ülkelerin doğal gazda LNG alımlarını artırmaya çalışmalarına yol açıyor.
Türkiye, özellikle Avrupa’daki sıkıntıların fiyat artışı etkilerini azaltmak ve olası arz sorunlarının üstesinden gelmek için kaynak çeşitlendirmesi çalışmalarını sürdürüyor.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez de 1 Kasım 2021’de yaptığı açıklamada, “Yer altı doğal gaz depolarımızın dörtte üçü dolu olup, kış aylarına bu depolar tam dolu olarak gireceğiz. Uzun dönemli anlaşmalar ile temin ettiğimiz doğal gazla birlikte kış aylarında artacak talebin karşılanması adına ek kaynak görüşmeleri de yürütülmekte olup, bu kapsamda Azerbaycan ile 3 yıl boyunca toplam 11 milyar metreküplük tedarik antlaşması imzalanmıştır. Arz güvenliğimiz adına gerekli aksiyonları proaktif şekilde alarak sayılarını ve kapasitelerini artırdığımız doğal gaz ve LNG giriş noktalarımız ile tek kaynağa bağımlılık oranımız düşürülmüş olup, bu kış herhangi bir arz sorunu yaşanmasını beklemiyoruz.” değerlendirmesinde bulunmuştu.
Tedarikte sıkıntı yaşamamak ve doğal gaz arzında da kesinti olmaması için LNG kaynaklarını da çeşitlendiren Türkiye, boru gazının yanı sıra yüksek oranda LNG alımı yapıyor.
Türkiye boru gazında Azerbaycan, İran ve Rusya’dan tedarik sağlarken, LNG’de ise başta Cezayir, Nijerya, Ekvator Ginesi, Angola, Kamerun, Norveç, Mısır, ABD ile Trinidad ve Tobago gibi ülkelerden alım yapıyor.
Türkiye’nin yıllık doğal gaz tüketiminin 2021 için 60 milyar metreküp olacağı hesaplanıyor.
Türkiye’nin yıllık 5,9 milyon ton kapasiteli Marmara Ereğlisi (BOTAŞ) LNG Terminali ve yıllık 4,4 milyon ton kapasiteli Egegaz LNG (özel sektör) terminali olmak üzere karada kurulu iki adet LNG ithalat terminali bulunuyor. Ayrıca özel sektöre ait bir adet FSRU aktif olarak kullanılıyor. Ertuğrul gazi FSRU’da faaliyetlerine devam ediyor.
FSRU’lar, boru hatlarına bağlı kalmadan farklı kaynak ülke ve spot piyasalardan doğal gaz tedarik edilmesini sağlıyor. Ertuğrul Gazi, Türk Denizcilik Sicili’ne kayıtlı ilk FSRU olsa da Türkiye’de daha önce faaliyet göstermeye başlayan Etki Liman FSRU Tesisi de bulunuyor. Günlük 28 milyon metreküp gaz girişi sağlayabilen tesis, İzmir Aliağa’da yer alıyor.
BOTAŞ’ın günlük 37 milyon metreküp kapasiteli Marmara LNG Terminali’nin yanı sıra, yine İzmir Aliağa’da yer alan Egegaz LNG Terminali de sisteme günlük 40 milyon metreküp doğal gaz verebiliyor. Böylece, Türkiye’deki LNG ve FSRU tesisleriyle sisteme verilebilen günlük doğal gaz kapasitesi 133 milyon metreküpü buluyor.
– YENİ FSRU İÇİN ÇALIŞMALAR SÜRÜYOR
Tuz Gölü Doğal Gaz Yeraltı Depolama Tesisi günlük 40 milyon metreküp, Silivri Doğal Gaz Yeraltı Depolama Tesisi ise günlük 25 milyon metreküp doğal gazı sisteme verebiliyor.
Öte yandan, Türkiye Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı ile günlük 17,3 milyon metreküp, TürkAkım ile 46,9 milyon metreküp ve Mavi Akım ile 47,3 milyon metreküp gazı sisteme verebiliyor. İran gazının günlük kapasitesi ise 28,5 milyon metreküp seviyesinde bulunuyor.
Böylece, boru hatları, LNG, yeraltı depoları ve FSRU tesisleriyle Türkiye doğal gaz şebekesine mevcut durumda günlük 338 milyon metreküp doğal gaz girişi sağlayabiliyor.
BOTAŞ tarafından inşası süren Saros FSRU tesisiyle günlük 28 milyon metreküp kapasitenin oluşturulması hedeflenirken, Tuz Gölü’nde günlük gaz depolama kapasitesinin 80 milyon metreküpe ve Silivri Depolama tesisinde günlük 75 milyon metreküpe çıkarılması planlanıyor.
Türkiye’nin Karadeniz’de Sakarya Gaz Sahası’nda Tuna-1 Kuyusu’nda Fatih sondaj gemisi, toplamda 540 milyar metreküp doğal gaz keşfi gerçekleştirmişti. Bu doğal gaz 2023’te Türkiye sistemine eklenmesi planlanıyor. Bu kaynağın da Türkiye’yi ekonomik anlamda rahatlatması öngörülüyor.
– AVRUPA’DA ENERJİ KRİZİ DEVAM EDİYOR
Kovid-19 salgını döneminde ekonomik toparlanmanın başlamasıyla küresel doğal gaz talebinin artması ve arzın sabit kalmasıyla fiyatlar hızla yükselmişti.
Rusya’nın Ukrayna üzerinden Avrupa’ya doğal gaz sevkiyatını azaltması ve Avrupa’nın kış aylarında kullanmak üzere ayırdığı doğal gaz rezervlerinin normal seviyelerin altına inmesi bölgede bir doğal gaz tedarik krizine sebep oldu.
Gazprom tarafından 12 Ocak’ta yapılan açıklamada, “Gas Infrastructure Europe verilerine göre, Avrupa’daki yer altı depolama tesislerindeki doğal gazın yüzde 55,6’sına karşılık gelen 26,6 milyar metreküp şimdiden kullanıldı. Söz konusu tesislerdeki doğal gaz miktarının, bu sezon için tarihin en düşük seviyesinde olduğunu belirtmek gerekmektedir.” ifadeleri kullanıldı.
Şirketin Başkanı Aleksey Miller de daha önce yaptığı açıklamada Avrupa’daki yer altı gaz depolama tesislerinden yaşanan açığın telafi edilemeyeceğini dile getirmişti.
Yıllık yaklaşık 400 milyar metreküp doğal gaz tüketen Avrupa’da doğal gaz fiyatlarının yükselmesiyle Gazprom tarafından yapılan bu açıklamalar da Rusya’nın bu durumu kendi avantajına kullandığına dair yorumlara sebep olmuştu.
Avrupa’nın doğal gaz ihtiyacının yüzde 50’sini Rusya karşılarken geriye kalan kısmı Norveç ve Cezayir’den geliyor. Rusya Avrupa’ya Kuzey Akım, Yamal ve Kardeşlik gibi ana boru hatlarıyla doğal gaz gönderiyor. Söz konusu gaz bölgesel depolardan Avrupa’daki ülkelere dağıtılıyor.
Rusya, Avrupa’ya iki ayrı şekilde doğal gaz gönderiyor. Genellikle ve yaygın olarak süresi 10 ile 25 yıl arasında değişen uzun vadeli kontratlar ile tek seferlik gaz alım anlaşmaları yapılıyor.
Moskova’nın Avrupa’ya yeteri kadar gaz göndermediği tezleri öne sürülse de taahhüt edilen miktarların gönderildiği de defalarca Rus otoriteler tarafından dile getirildi. Hatta, Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol, da Rusya’nın kış döneminde Avrupa’ya gaz ihracatını artıracak kapasiteye sahip olduğunu söylemiş, “Bizim yaptığımız değerlendirmeler Rusya’nın Avrupa’ya gaz ihracatını kışın pik döneminde yüzde 15 civarında artırabileceğini gösteriyor.” ifadelerini kullanmıştı.
Bazı uzmanlar da Rusya’nın, doğrudan Almanya’ya bağlanacak Kuzey Akım 2 adlı yeni boru hattının devreye alınması için doğal gaz arzını kısıtladığını öne sürüyor.
Avrupa Birliği (AB) Komisyonunun Enerjiden Sorumlu Üyesi Kadri Simson da 6 Ekim 2021’de, şunları kaydetmişti:
“Salgın nedeniyle geciken gaz boru hattı bakım çalışmaları doğal gaz teslimatlarını azalttı. LNG arzı da teknik sorunlar ve düşük yatırımlar nedeniyle geriledi. Avrupa’nın yerel gaz üretimi azaldı. Rusya uzun vadeli kontratlara uymakla birlikte artan fiyatlara rağmen ilave kapasite sağlamıyor. Batı Avrupa’da normalden daha az rüzgar ve hidroelektrik olması yenilenebilir enerji üretim miktarını azalttı.”
Avrupa genelinde doğal gaz stoku son 10 yıllık ortalamanın çok altında bulunuyor. 13 Ocak 2022 itibarıyla Avrupa’daki depoların yüzde 49,3’ü dolu durumda.
Geçen yılın başında yaşanan soğuk havaların Avrupa’da stokları eritmesinin yanı sıra, bakım onarım çalışmaları nedeniyle Norveç’ten gelen doğal gazın azalması ve yenilenebilir enerji kaynaklarındaki azalış Avrupa’daki doğal gaz krizinin ana sebepleri olarak sayılıyor.