Dünyada bir ilk olacak! Geleceğin petrolü için tarihi adım
Hidrojen sektörü, petrol ve doğal gaz sektörüne oranla daha rekabetçi ve kazançlı olacağı ifade ediliyor. Dünyanın dört bir yanındaki büyük devletler özel hidrojen stratejilerini tartışıyor, hazırlıyor ve üzerinde anlaşmaya varıyorlar.
Geliştirilen stratejilerde hidrojenin ihraç edilmesi ve sınır ötesi hidrojen ticareti konuları ön plana çıkıyor.
Avustralya’nın ulusal bilim ajansı, Milletler Topluluğu Bilimsel ve Endüstriyel Araştırma Örgütü’ndeki (CSIRO) bilim adamları, Victoria’nın kömür sahaları için bir sonraki aşama olarak 500 milyon dolarlık bir hidrojen enerjisi tedarik zinciri (HESC) projesinde enerji ve nakliye liderleriyle birlikte çalışıyorlar.
Avustralya Başbakanı Scott Morrison, cuma günü yaptığı açıklamada, “Hidrojen Enerjisi Tedarik Zinciri (HESC) projesi, Avustralya’yı geleceğin yakıtı olan temiz hidrojen yoluyla daha düşük emisyonlara küresel enerji geçişinin ön saflarına yerleştiriyor.” dedi.
DÜNYADA BİR İLK OLACAK
Avustralya’daki en gelişmiş hidrojen projesi olarak lanse edilen proje, aynı zamanda sıvı hidrojeni deniz yoluyla yapan, sıvılaştıran ve uluslararası bir pazara taşıyan dünyadaki ilk projedir.
“Geleceğin gemisi” Japonya’nın Kobe Limanı’na doğru yolculuğuna başlamadan önce, Avustralya’nın Victoria eyaletindeki Hastings limanında, endüstri liderleri, eyalet ve federal politikacılar tarafından karşılandı.
HİDROJEN ENDÜSTRİSİ İÇİN ÖNEMLİ BİR DÖNÜM NOKTASI
Kawasaki Heavy Industries başkanı Yoshinori Kanehana, “Suiso Frontier’in gelişi, Avustralya’nın hidrojen endüstrisinin şafağını işaret ediyor” dedi.
Yeni sıvılaştırılmış hidrojen taşıyıcının tahrik sistemi dizel-elektrikli ve yüksek teknolojili tanklarını dolduracak sıvı hidrojen, Latrobe Valley kömürü ve biyokütle besleme stoğundan yapılıyor.
Avustralya Enerji Bakanı Angus Taylor, “HESC projesi, Avustralya ve Japonya’nın her ikisinin de 2050 yılına kadar net sıfır emisyon hedeflerimize ulaşmasına yardımcı olacak büyük bir temiz enerji kaynağı olma potansiyeline sahip” dedi.
Projenin ileride, Gippsland ve Mornington Yarımadası bölgelerinde 30.000 tam zamanlı iş yaratması bekleniyor.
Başka bir proje olan CarbonNet, yeni ihracatı “karbon nötr” hale getirmenin anahtarıdır. CarbonNet, Victoria’s Latrobe Valley’deki endüstrilerden kaynaklanan emisyonları yakalayan ve bunları Bass Strait’teki açık deniz depolama sahalarına yönlendiren ticari ölçekli bir karbon yakalama ve depolama (CCS) ağı olarak tasarlanmıştır. Federal hükümet Cuma günü, daha fazla eyalet ve Japon sermayesine bağlı olarak CarbonNet’in bir sonraki aşaması için ek 20 milyon dolar duyurdu.
Victoria’nın Kaynaklar Bakanı Jaala Pulford, bu yıl içinde düzenleyici ve çevresel değerlendirmelerden önce finansman ve mühendislik uzmanlığı sağlamak için Japan Oil, Gas and Metals National Corporation ile bir anlaşma imzaladığını söyledi.
CCS merkezi, hidrojen, gübre, biyoenerji ve doğal gaz endüstrilerindeki yayıcıları desteklemeyi amaçlamaktadır.
Federal hükümet ayrıca, her yıl 225.000 ton sıvılaştırılmış hidrojen üretmeye yönelik uzun vadeli bir hedefi olan HESC projesi için ek 7.5 milyon dolar ayırdı. Hükümet, karbon emisyonlarını yılda 1.8 milyon ton azaltacağını tahmin ediyor. Bu oran, 350.000 benzinli arabayı yoldan çıkarmaya eşdeğer.
Pilot aşamada, yüzde 99.999 saf hidrojen üretildi, Hastings’e kamyonla taşındı, eksi 253°C’ye soğutuldu ve sıvılaştırılmış hidrojen oluşturmak için gaz hacminin 800 katından daha azına sıvılaştırıldı.
Önümüzdeki iki yıl boyunca, Avustralya ve Japonya arasında daha fazla seyahat ve maliyetleri ve karbon yoğunluğunu azaltmak için daha fazla araştırma olacak. Latrobe Valley kömürü ile harmanlanmış hidrojen üretimi için biyokütle besleme stoğunun ince ayarı yapılacaktır.
Geleceğin kahraman yakıtı olarak tanımlanan hidrojeninin diğer savunucuları, fosil olmayan yakıt üretim yöntemleri geliştiriyorlar. HESC ortakları, özellikle kısa ve orta vadede hidrojen tedarik zincirlerini büyütmek için kömür kaynaklarının kullanılmasının gerekli olduğuna inanıyor.
Proje ortakları Kawasaki, J-Power, Iwatani, Marubeni, AGL Energy ve Sumitomo’dur. Shell, ENEOS Corporation ve K-Line de projenin Japon tarafında yer alıyor.