Avrupa istedi Türkiye es geçti… Netflix ve Disney milyonlarca euro aktardı

Milliyet Gazetesi Yazarı ve Müzisyen Sina Koloğlu, sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımla dijital film, dizi platformlarını mercek altına aldı.

Koloğlu, Fransa hükümetinin, dijital platformlar için getirdiği “Yüzde 25’lik ulusal yapım payı” tasarısından bahsederek, Türkiye’de böyle bir durumun olmadığını belirtti.

Amazon, Arcom, Netflix ve Disney’in Türkiye’deki hareketlerinden bahseden Sina Koloğlu, platformlardan alınan vergilerin ne kadarının, nereye verildiğini yazdı.

Sina Koloğlu’nun yazısı şöyle:

“NETFLİX, DİSNEY; YERLİ YAPIMLARA DESTEK OLUYOR MU?

Fransa hükümeti bir yasa ile ülkedeki dijital platformların gelirlerinin yüzde 20-25 aralığında bir payı ulusal yapımlara ayırma mecburiyeti getirdi. Netflix’in bu yıl 200 milyon euro parayı bu iş için ayırdığını açıkladı. Aynı şekilde Amazon ve Arcom ile, 40 milyon euro tutarında bir anlaşma yapıldığı açıklandı. Bu durum Disney için de geçerli. 27 Avrupa ülkesinde 11’İ böyle bir ‘yaptırımı’ uyguluyor.

BİZDE DURUM NEDİR?

Netflix cephesine sordum; ‘Bildiğimiz kadarı ile Türkiye’de, bu konuda bir yasal düzenleme veya zorunluluk bulunmuyor’ cevabını aldım. Disney cephesinden bakarsak; başka hiçbir ülkede olamayacak bir yapı değişikliği gerçekleştirdi ülkemizde; bütün star isimleri kendine bağladı ve tekel oluşturdu.

PLATFORMDAN ALINAN VERGİ NEREYE GİDİYOR?

Mesela Danimarka hükümeti, ülkesindeki dijital platformlardan yüzde 6 vergi almaya karar verdi. Bir yıllık gelirlerinden elde edilecek para, Danimarka televizyon sektörünün gelişmesi için harcanacak. Kültür Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada dijital platformların ülkeye girişinden sonra bölünmüş bir medyatik görüntünü oluştuğu belirtiliyor, bunu önüne geçilmesi gerektiğinin altı çiziliyor. Vergi bu işe yarayacak.

BİZ PARAYI NE YAPIYORUZ

Merak ettim sordum bizde durum nedir? Dijital platformlar yıllık gelirlerinin binde beşini RTÜK’e, yıllık cirolarının (Türkiye’deki) yüzde 7,5’unu, Maliye Bakanlığı’na vergi olarak vermekteler. Peki bu oran RTÜK’e verilen, nerede kullanılıyor? ‘Genel gelir olarak kayda geçiyor bilgisi geldi. Vergiye bakışın felsefe farklılığı mı diyelim!”

NAMIK KEMAL ZEYBEK ODATV’YE ANLATMIŞTI

5 sene önce Güney Korelilere satılan Mars Cinema Group’un tartışılması, 1989-1991 yılları arasında Kültür Bakanlığı yapan Namık Kemal Zeybek’in Türk sinemasıyla ilgili kanun tasarısının ABD tarafından engellendiği o süreci hatırlatmıştı.

Türk sinemasını güçlendirmek için, ilgili kanuna “Türkiye’de sinema salonlarında ve televizyonlarında yüzde 25 oranında yerli yapım gösterilmesi zorunludur” şeklinde bir madde eklemek istediklerini anlatan Zeybek, “Tam o sırada Turgut Özal, Amerika’ya gitti. Bunu bana anlatan, ABD’ye giden heyetteki Hasan Celal Güzel. Baba Bush görüşmeler arasında bizim kanunu masaya koyuyor ve aynen şunu söylüyor; ‘Siz Türkiye’ye liberalizmi getiren kişi olarak tanınıyorsunuz ama, sizin Kültür Bakanınız sizinle aynı görüşte değil. O liberalizme inanmıyor ve bizim filmlere (ABD filmlerine) kota koyuyor’” ifadelerini kullanmıştı.

İLGİLİ HABER İÇİN:

ABD Başkanı o yasa teklifini nasıl geri çektirmişti

Namık Kemal Zeybek kendi Bakanlığı dönemini ve yaşanan olayı şöyle anlatmıştı:

“Sinema, sanat dalları arasında halk kitlelerini en çok etkileyen alan. Amerika, sinema sanayisi geliştirmek için 3 yıl vergi almadı. Bu kadar önemsiyorlar. Sinema ile dünya insanlarının zihni birikimini dönüştürüyorlar. Bu çok önemli bir konu. Eurimages’ı iyi yaptım ben. 1 milyon frank ödedim. Tabi çok çok geri döndü o. Fransa Kültür Bakanı Jack Lang vardı. Amerikan sinema hegemonyasına karşı Avrupa sinemasını korumak üzere çalışmaları vardı. Onunla işbirliği yaptık. Çok büyük paralar aktardım sektöre ama, şuna dikkat ettim; Hangi filmin çekileceği, çevrileceği konusuna Bakanlık karışmayacak, SESAM (Türkiye Sinema Eseri Sahipleri Meslek Birliği) komisyon kuracak, onlar karar verecek. Böyle de oldu, biz karışmadık. Bir filmi çekip de Oscar’a gönderdik; Uçurtmayı Vurmasınlar. Hatta biraz da eleştiri aldım o zaman; ‘solcu bir film’ diye. Biz öyle şeylere aldırmadık, çünkü çok güzel bir filmdi. Ödül de alabilirdi ama, teknik uygun değildi.

Yaptığımız işlerden biri de, sinema kanununa, ‘Türkiye’de sinema salonlarında ve televizyonlarında yüzde 25 oranında yerli yapım gösterilmesi zorunludur’ diye bir ek yaptık. Niye yüzde 25? O zaman SESAM ve Türker İnanoğlu ile görüşüyorduk, ‘fazlasını yapamayız zaten yüzde 25 bize yeter’ dediler. Biz de ‘peki’ deyip yüzde 25, hem televizyonlarda hem de sinema salonlarında yüzde 25 yerli yapım gösterilecek. Ben bunu Bakanlar Kurulu’ndan geçiremeyeceğimi biliyorum. Bakanlar Kurulu’nun yapısı buna uygun değil. Ben de milletvekili olan Gökhan Maraş’a verdim ve ‘Sen bunu teklif olarak ver. Ben de Bakanlık olarak destekleyeyim ve komisyonlardan hızlı hızlı geçirelim bunu’ dedim. Öyle de yaptık. Kültür Komisyonun’dan geçti. Tabi para da olduğu için geldi Plan Bütçe’ye, orada durdu. Plan Bütçe’nin Başkanı’da Özal’ın karşı, Yusuf Bozkurt Özal.

Tam o sırada Turgut Özal, Amerika’ya gitti. Bunu bana anlatan ABD’ye giden heyetteki Hasan Celal Güzel. Baba Bush görüşmeler arasında bizim kanunu masaya koyuyor ve aynen şunu söylüyor; ‘Siz Türkiye’ye liberalizmi getiren kişi olarak tanınıyorsunuz ama sizin Kültür Bakanınız sizinle aynı görüşte değil. O liberalizme inanmıyor ve bizim filmlere (ABD filmlerine) kota koyuyor.’

Tabi kota yok. Biz Türk filmlerine kontenjan ayırıyoruz. ABD’li Başkan bütün alanın kendisinin olarak düşünüyor. Bizim teklifimizde ABD falan yok, sadece Türk filmlerine yüzde 25’lik alan var. Ama ‘kota koyuyor’ diyor, ‘liberalizme aykırıdır’ diyor.

Özal, ‘Ama siz de bizim tekstile kota koyuyorsunuz ya’ diyor. Hasan Cemal Güzel bunu anlatırken, ‘Hayret ettim. Senin kanunu Özal savundu’ dedi. Ben de dedim ki, ‘Hayret etme. O tekstilden kotayı arttıracak, benim kanunu vermiştir o zaten’ dedim. Ben bunu öğrenince hemen Yusuf Bey’i sıkıştırmaya başladım. Çünkü gündeme getirmiyordu. Hatta bir gün sıkıştırdım; ‘Yusuf Bey getir şunu gündeme’ dedim. O da, ‘boşuna uğraşma senin yasa bizim felsefemize aykırı ve çıkmayacak’ dedi. Öyle de oldu ve yasa çıkmadı. Yani Bush’un istediği oldu.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir