İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil isimli iki genç kızı vahşice katlederek hayattan koparan Semih Çelik’in babası tabir verdi. Baba A.Ç., Semih Çellik’in 16 yaşından evvel olağan biri olduğunu hatta namaz bile kıldığını söyledi. Semih’in odasına girdiklerinde daima olarak bilgisayarı kapattığını anlatan baba A.Ç. ayrıyeten daha evvel öğretmenlerin de ikaz yaptığını lisana getirdi.
Kaynak: Sabah Gazetesi
İstanbul’da Edirnekapı surlarında yaşanan müthiş olay Türkiye’yi yasa boğmuştu. 19 yaşındaki Semih Çelik, cuma günü daha evvelden tanışıklığı bulunan İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil isimli iki genç kızı hayatlarının bağrında vahşice katletmişti.
Cani Semih Çelik, akabinde kameralar kayıttayken surlardan atlayarak kendi hayatına da son vermişti.
Semih Çelik’in babası A.Ç.’nin oğlu ve olay gününe ait verdiği söze de Sabah Gazetesi ulaştı.
Semih Çelik’in babası A.Ç.’nin tabirinin tamamı şu biçimde: ?
‘Pandemiden evvel Lise 3’te okuduğu sırada öğretmen çağırıp bize bir arkadaşını söyleyerek ‘Ondan uzak dursun’ demişti.
O periyotta Semih’e almış olduğum bilgisayar ile meskende devamlı vakit geçiriyordu. Odasına ben, annesi ya da ablası girdiğinde çabucak telaşla bilgisayarını kapatıyordu.’
“Bilgisayarı şifreli olduğu için de ne yaptığını, kimle görüştüğünü denetim edemiyorduk. Daha sonra kendisi bize okumayacağını söyledi. Ben de kendisine neden bu türlü düşünüyorsun dediğimde ‘Bana okuyup büyük adam olacağım da, bilim adamı olacağım da ne olacak’ diyordu. Dışardan okuyup liseyi bitirdi.”
‘1 Mart 2022 günü öğle saatlerinde Semih’in okul arkadaşı İkbal Uzuner’in annesi eşimi arayarak, ‘Senin oğlun benim kızımın beynini yıkamış, birlikte intihar edecekler’ demiş. Tıpkı gün akşam saatlerinde Semih’in sol göğüs bölgesinden kendisini bıçaklayarak intihara teşebbüs ettiğini öğrendik.
Bu mevzuda Çocuk Şube’de söz verdi. Bu olaydan dolayı muayenesi Bakırköy Sadi Konuk Hastanesi’nde oldu. Psikoloji üzerine ilaç tedavisi üzerine 3 hafta bu hastanede yattı.
Kendisi Rami Meydan’da bir iş yerinde çalışmaya başladı. Kasaplığı öğrendi. En son Bayrampaşa’da çalışıyordu. Bundan 9 ay kadar evvel bıraktı. Konutta kendisinin altın birikimleri vardı. Gereksinimlerini bunları satarak karşılıyordu.
Kendisi 2 yıldan beri uyuşturucu unsur kullanıyordu. Davranış değişikliğinden, his durum bozukluğundan bunu kestirim edebiliyordum. Lakin uyuşturucu maddeyi nerden, nasıl temin ettiği hakkında bilgim yoktu.’
“Bundan 1 yıl kadar evvel Semih’in odasına girdiğimde çizdiği insan psikolojisini korkutan şeytana benzeri kara kalem fotoğraflar gördüm. Semih’e bu fotoğrafların ne olduğunu sorduğumuzda bizlere ‘Anlamazsınız, niyet yapılarımız değişik’ diyerek diğer açıklama yapmıyordu.”
‘Ayşenur Pazartesi günleri ikametimize gelirdi. 12:00 -17:00 ortası Semih ile Ayşenur konutta tek başlarına vakit geçirirlerdi. Tıpkı vakitte dışarıda da buluşurlardı.
Olay günü yani 4 Ekim Cuma günü saat 05:30 sıralarında ikametimde uyandım. Meskenden çıktım sabah 10:44 sıralarında oğlumu arayıp Semih’e ‘Oğlum işten ötürü ben bu akşam geç geleceğim’ dedim.
Kendisi de bana ‘Ayşenur meskende, gün içinde sakın gelmeyesin baba’ dedi. Ben dışarıda bulunduğum sırada eşim arayarak ‘Polisler meskende, çabuk konuta geç’ dedi. Ben de meskene geldiğimde polislerden öğrendim.’
“Bundan 3 yıl kadar evvel Çapa Tıp Fakültesi’nde Doktor Semih’e psikolojik bir ilaç yazmıştı lakin Semih hekimin yazdığı ilacı kullanmıyordu. Semih orta ara konutta şarap, bira üzere alkol alırdı ancak 3 ay kadardır uyuşturucu kullanmıyordu.”
‘Çünkü uyuşturucu unsur alacak parası yoktu. 2023 yılı Kış ayında Semih’in odasına girdiğimde penceresi açık ve odası buz üzereydi.
Ben de kendisine ‘Hayırdır ne yapıyorsun’ diyerek penceresini kapatmak isterken, yanıma gelerek ‘Hayır, kapatma camı’ diyerek eliyle gökyüzünü işaret ederek ‘Bak bakalım ne görüyorsun’ dedi.
Ben de karanlık bir şey görmüyorum dedim. Kendisi de bana ‘Sen benim gördüğümü göremiyorsun’ dedi.
Kendisine oğlum önünde bir hayat var dedim. ‘Ben o kadar uzun yaşamayacağım, ben o günleri görmem’ dedi. Devamlı bize ‘Bu hayat boş’ diyordu. Semih yalnızca Ayşenur ile görüşüyordu. Görüştüğü öbür bir arkadaşı olup olmadığını bilmiyorum.’
“Eşim Semih’in 16 yaşından itibaren, pandemide meskene kapanması ile ‘Tanrı bizi niçin yarattı, madem öleceğimizi biliyordu, niçin yarattı’ üzere varoluşa dair sorular sorduğunu bana söylemişti. 16 yaşına gelmeden evvel de imanlı biriydi. Namazını da kılıyordu. Hatta bana neden Namaz kılmıyorsun, cehennemde yanacaksın’ da demişti.”
