Milli ekibin C Ligi’nde oynaması, benim ve birçok kişinin kabul edilemez bulduğu bir gerçekti. 2003 yılında, FIFA Konfederasyon Kupası’nda Brezilya’yı eleyerek yarı finale yükselen bir ulusal grubumuz vardı. 2002 Dünya Kupası, 2000 ve 2008 Avrupa futbol şampiyonaları… Neler, neler yaşamıştık… Maç oynanırken, o günleri düşündüm. Eskiye gittim. Artık, en baştan başlıyoruz… Kusurlarımızdan ders alıyor muyuz? Yarınlarımızın teminatı U19 grubumuzun Lüksemburg ile 4-4 berabere kalması olmadı mesela…
Dönelim dün geceye… Maalesef alanda yer alan kimi oyuncularımız oynadıkları gruplarda banko 11 oyuncusu değiller. Bu devam ederse, kuvvetli rakipler karşısında üzülürüz. Martins’in attığı gol büsbütün kişisel yanlışlarımızdan oldu. Cengiz’in penaltı golü çabuk geldi. Olağanda bizim kadro takım kalitesiyle, Lüksemburg’u kendi yarı alanından çıkarmaması gerekiyor. Otobüsü çektireceksin bu türlü takımlara… Tam karşıtı oldu.
Bir gol daha yedik. Sinani, hayli konforlu bir gol attı. Savunmada dün gece bitiktik. Chanot, kendi kalesine atınca beraberlik geldi. İkinci yarı kaçırdığımız durumlar var, ama kadro savunmasında yeniden sınıfta kaldık. İnsaf! Lüksemburg, dünya devi değil! Gerson Rodriguez, grubunun üçüncü golünü attı.
‘Kuntz Alman ekolü’ dedik, ekibin başına getirdik, fotoğrafta Hababam Sınıfı var maalesef… İsmail’in son dakikalarda attığı beraberlik golünün benim için hiçbir esprisi yok. Lüksemburg’dan 3 gol yemeyeceksin!
Böyle maçlar, teknik yönetici koltuğunu sarsar, hatta kırar.
Ercan Taner