CHP Küme Başkanvekili Özgür Özel, CHP ve Memleket Partisi’nden istifa eden İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi‘nin AKP’ye geçeceği savlarına ait olarak, “Ben bu husustaki değerlendirmeyi İzmir’deki seçmene bırakıyorum. Hamasetleri varsa İzmir’deki hudut noktadan aday olsun. O vakit görelim. Milletin vekili miymiş, reisin vekili miymiş.” sözlerini kullandı.
CHP İzmir Vilayet Başkanlığı’nda gündemdeki bahislere ait açıklama yapan Özel, şunları söyledi:
“Recep Tayyip Erdoğan, dönüp de şunu söylemiyor: Özür dileriz, yanılgı ettik”
Bu süreçte Türkiye’de bir şey yaşandı. Gençler toplumsal medyadan, seslerini bütün Türkiye’ye duyurdular. Şayet o toplumsal medya olmasaydı yani Recep Tayyip Erdoğan’ın ve Devlet Bahçeli’nin çöp dedikleri toplumsal medya olmasaydı gençler seslerini duyuramamış olacaklardı. Ancak toplumsal medyada yükselen yansılar, Recep Tayyip Erdoğan’ı Cumhurbaşkanlığı periyodunda hiç kullandığını görmediğimiz ve sonuçlarından haberdar olmadığımız, Devlet Denetleme Kurumu’nu harekete geçirdi. Artık, Soçi dönüşü uçakta yaptığı açıklamalardan anlıyoruz ki Devlet Denetleme Heyeti, ne soruşturmanın yürütülmesinde ne imtihanın iptalinde ne de ÖSYM Başkanı’nın misyondan alınıp yerine yenisinin konulmasında gençlerin uğradıkları mağduriyetin giderilmesi için değil Recep Tayyip Erdoğan’ın önümüzdeki seçimle ilgili telaşları yüzünden görevlendirilmiş. Recep Tayyip Erdoğan, dönüp de şunu söylemiyor. Özür dileriz, kusur ettik demiyor da çok süratli konum aldık, yoksa bunu seçime kadar kullanacaklardı diyor. Bizim buradan yaklaşımımızı şöyle tabir etmek isterim. O denli üç kişi, beş kişi, on kişi değil ki bir kişi bile olsa kıymetlidir. 1.6 milyon kişi bu imtihana girdi. Bütün siyasilere şöyle telefonlar geliyor. Tam imtihan gerilimi bitmişti, yine başladı. Çocuğum o günden beri odasından çıkmıyor. Bu histen haberiniz var mı Recep Tayyip Erdoğan? Bu sıkıntının bu boyutunu biliyor musunuz? İmtihan parası bizden demekle oluyor mu? Varsa yoksa Bay Kemal. Sen yanlış yapmasan Bay Kemal, imtihana girenlere muvaffakiyetler diliyor, kazanları da tebrik ediyor.
“Fahrettin Altun eleştirisi”
Döndüler, dolaştılar. Fahrettin Altun tarafından açıklandı. Diyorlar ki İrtibat Başkanlığı bünyesinde dezenformasyonla gayret merkezi kurduk. Bu temmuz ayında dezenformasyon yasası tartışılıyordu. Konuşuldu, karara varıldı. 1 Ekim’e kadar bırakılacak, bu sırada öbür gazetecilerin, meslek örgütleriyle, akademiyle görüşülecek ve dünyadaki güzel örneklere bakılacaktı. Artık Ağustos ayındayız. Ağustos böceği üzere cır cır cırlamaktan öbür bir şey yapmıyorlar. Günü gelince tekrar ağustos böceği üzere 1 Temmuz’daki maddeyi tekrar getirip dayatacaklar. Bugün gelinen noktada dezenformasyon yasası çıkmış olsaydı emin olsun ki herkes, gençler sesini duyuramayacaktı. Zira orada, gerçek olmayan bilgiyi yayma kabahati üzere bir kabahat var. Twitter’de her paylaşan hatalı olacaktı. O dezenformasyon yasası geri çekildiği halde. Bekleyemediler maddeyi. İrtibat Başkanlığı, Dezenformasyonla Uğraş Merkezi kurmuş. Bu merkezin başına da İdris Kardaş’ı atamış. Bu İdris Kardaş, Fahrettin Altun’a yakınlığıyla bilinen AKP’nin art bahçesi SETA’da Kriter Dergisi’ne yazılar yazıyor. Bir dezenformasyon ustasını, dezenformasyonla çaba ünitesinin başına getirmek de lakin ve lakin Fahrettin Altun tipi bir irtibat dehasının eseri olabilir.
“Bu proje bittiğinde Rusya’ya yüzde 70 oranında güçte bağımlı olacağız”
Akkuyu ile ilgili 10 gün süren bir muamma var. İki şirket ortasında kontratın feshedildiği söyleniyor. Yani Akkuyu’daki Türk ve Rus şirketi mukavelesini feshetmiş. Artık orada hiçbir Türk işçisi olmayacak. Bu hususla ilgili tezler var. Tayyip Erdoğan’a akan sağlıklı bir bilgi yok ki kendi gidip bakacakmış. Sonra da Putin’e bilgi verecekmiş. Olacak iş değil. Bu proje bittiğinde Rusya’ya yüzde 70 oranında güçte bağımlı olacağız. O denli bir haldeyiz ki arazi bizden, satın alma garantisi bizden, inşaat yapılıyor. Nükleer santral üzere riskli bir inşaat, Türkiye topraklarında Rusya için yapılıyor. Enerjiyi de bize satıyorlar. Kurt, kuzulara şah olsa bu türlü taksimat yapmaz derler.
“Siyaset işi, bir argüman ve ispat işidir”
Hazine Bakanı Nebati’nin bir gazeteye verdiği demeçte sokakta beşerlerle nasıl bir ortaya geldiğini söylemiş. Buradan sayın Nebati’ye hatırlatalım. Siyaset işi, bir sav ve ispat işidir. Bizim gördüğümüz şu, en son Erzurum’da Kemal Kılıçdaroğlu bütün dükkanları sıradan geziyor. Esnaf diyor ki hepsini mi gezeceksiniz? AKP geldiğinde Tayyip beyin gireceği dükkanlar daima belirlenir diyor evvelce. Nebati’nin seyahatlerine baktık biz. Urfa’da da Gaziantep’te de gezdiği yerlerde Anadolu Ajansı tek başına var. Tek fotoğraf makinası, tek kamera fotoğraf servis ettiler 4 tane. Görüntü yok. Sayın Nebati, istediğiniz gün Urfa Viranşehir… Memleketiniz dahil. Bütün televizyonlar açık esnaf gezelim sizinle. Bütün televizyonlar, bütün ajanslar olsun, bir yarım saat esnaf gezin. Şayet buna varım diyorsan o vakit dersin ne vakit sokağa çıksam sıcak ilgi diye. Bakanlığın fotoğrafçısına iki tane fotoğraf çektirip yolluyor. Bir tane görüntü olmaksınız, bu türlü büyük laflar söyleyip algı yaratmaya çalışıyorsunuz. Sokağa çıkacak haliniz yok. Esnafın hatrını soracak yüzünüz yok. Sokakta yürüyemeyecek durumdasınız. Bir de üstüne bu türlü argümanlı laflar ediyorsanız size buradan hodri meydan diyoruz. Kenti kurayla belirle, ilçeyi kurayla belirle. Biz varız, birlikte gezelim.
“Gelenek sürdü lakin buradan hem ODTÜ’lüleri tebrik ediyoruz, ailelerini tebrik ediyorum”
Türkiye’deki bir değerli gündem, ODTÜ’deki mezuniyet merasimi. ODTÜ’de de Boğaziçi’nde de atanmış rektörler, mezuniyet merasimlerine müsaade vermediler. ODTÜ’deki büyük çabalar sonucunda gayrı resmi olarak öğrenciler kendi merasimlerini yaptı. Gelenek sürdü ancak buradan hem ODTÜ’lüleri tebrik ediyoruz, ailelerini tebrik ediyorum. Boğaziçi’yle dayanışmamızı bir kere daha kendilerine iletiyoruz. Buradan kelam veriyoruz. Yapılacak birinci seçimlerden sonra, rektör atama yetkisi cumhurbaşkanında olmasına karşın bizim cumhurbaşkanımız, rektör atama yetkisini şeklen kullanacak. Lakin öz olarak gelecekte yapacağımız değişikliklerden sonraki formuyla kullanılacak. Üniversitelerin yalnızca hocalarının değil, öğrencilerinin, çalışanlarının ve üniversiteyle bağını koparmamış mezunlarının kullanacağı oylarla kimin yönetmesi istenirse o yönetecek.”
Mehmet Ali Çelebi açıklaması: “Şimdi çıksın, İzmir’de bir dolaşsın bakalım”
İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi’nin Cumhur İttifakı ile ilgili yaptığı açıklamaların sorulması üzerine Özel, şunları söyledi:
“Gerçekten şanssız açıklamalar. Onu herkes darbecilikle suçlarken, ona sahip çıkmış üç bireyden bir tanesiyiz. AK Parti hakkında söyledikleri ortada. Benim Hulusi Akar ile tartışmamda, arttan bana verdiği dayanak ortada. Bugün toplumsal medyaya yansıya açıklamalar ortada. Ve Mehmet Ali Çelebi, CHP’ye dünya kadar laf ederek gitti. Gittiği gün söyledim. Burası baba konutu. Gidersin kardeşim. Kızarsın, kapıyı çarpar da gidersin. Lakin baba konutunu yakıp gitmezsin. Baba meskenine akaryakıt döküp, gitmezsin. Yapmaya çalıştığı şey oydu o gün. Gittiği parti, Memleket Partisi’ne gitti oradan da ayrıldı. Sonra biz gözümüzle gördük, MHP ile temasları oldu, diğer partilerle temasları oldu. Bugün öğreniyoruz ki AK Parti’ye gidecekmiş. Bunu yalanlamıyor. Bunu ne için yapıyor? Memleket Partisi’ne giderken orada büyük bir muvaffakiyet yakalayacağını düşünüyordu. O olmayınca onu bıraktı. MHP ile olsa olacaktı. O da olmamış anlaşılıyor. Artık milletvekilliğini sürdürmek için AK Parti’ye gidiyor. Bunun izahı yok. Geçmişte, milletvekili transferlerine ait de Recep Tayyip Erdoğan’ın laflarını İzmir basının Mehmet Ali Çelebi’ye sormasını beklerim. Burada daha fazla bir şey söylemeyeceğiz. Lakin AK Parti, kendilerine bu kadar kelamları söyleyen birini alıp, ‘elverişli olur, muhalefete karşı kullanırız’ diye bünyeye alıyorsa… Bu kişi İzmir milletvekili. AK Parti onu İzmir’den kaçırıp, öbür bir yere koymasın. Yahut İzmir’de, kendi teşkilatından birilerinin hak ettiği, garanti bir yere de koymasın da… Sona koysun kararı İzmirliler versin. AK Parti, Mehmet Ali Çelebi’yi milletvekili yapma karşılığı aldığına nazaran, Mehmet Ali Çelebi’yi bugün kaç milletvekili çıkardıysanız, o hududa koyun. İzmirliler Mehmet Ali Çelebi’ye ne dediklerini göstersinler, bakalım. Artık çıksın, İzmir’de bir dolaşsın bakalım. İzmirlilere, AKP aksiliği üzerinden alınan oyları, götürüp de AKP’ye vermek, nasıl bir şeymiş, Mehmet Ali Çelebi anlatsın. Çok söyleyebileceğim kelamlar var kendisi ile ilgili, çok ağır şeyler söyleyebilirim. Lakin ben bu bahisteki değerlendirmeyi İzmir’deki seçmene bırakıyorum. Yürekleri varsa İzmir’deki hudut noktadan aday olsun. O vakit görelim. Milletin vekili miymiş, reisin vekili miymiş.”
TIKLAYIN | İsmail Saymaz: Mehmet Ali Çelebi, AK Parti’nin kuruluş yıldönümü olan 14 Ağustos’ta partiye katılabilir
TIKLAYIN | Barış Yarkadaş: Mehmet Ali Çelebi, AK Parti’ye katılıyor