Karar gazetesi müellifi Ahmet Taşgetiren, “Yarına bırakılan dosyalar” başlıklı yazısında iktidar için 20 yılın uzun bir mühlet olduğunu ve insanların oradan hiç gitmeyecekmiş hissine kapılabileceğini belirterek iktidar değişiminde masaya yatırılacak çok sayıda problemin bulunduğunu söz etti.
“Sayın Cumhurbaşkanı partililere hitaben ‘2023’te kaybedersek kaybedeceğimiz çok şey var’ dediğinde, tahminen de öteki şeyleri kastediyordur” diyen Taşgetiren’in yazısından bir kısım şöyle:
“Şimdi geleceğe bırakılan belgelerden kimilerini yazayım:
-17-25 Aralık’ın milat sayılması sorgulanır mesela.
-Yine, 17-25 Aralık’ın yolsuzluk boyutu sorgulanır.
-Rıza Zarrab ile münasebetler sorgulanır.
-“Ne istediler de vermedik” yaklaşımı sorgulanır.
-SADAT konusu tüm ilgileri ile sorgulanır.
-15 Temmuz’da sahiden ne oldu, darbe ihbarı geldikten sonra MİT ne yapamadı – Genelkurmay ne yapamadı da 250 kişi can verdi, binlerce kişi yaralandı, sonra MİT Lideri yerinde kaldı, Genelkurmay Lideri çok çok yetkili hale geldi, buradaki sorular karşılıksız kalabilir mi? TBMM’nin 15 Temmuz belgesine ne oldu, sorulur. SADAT’ın 15 Temmuz’da rolü var mı, sorgulanır.
-İhaleler sorgulanır mesela. Diyelim şu anda Sedat Peker’in açıklamaları ile alakaları tartışılan Mehmet Cengiz, ve isimleri onunla birlikte dillendirilen haydi nazik tabirle söyleyelim “5 seçilmiş müteahhit” nasıl “davet yordamı ile” milyarlık ve ballı ihalelere gark oluyorlar, muhalefet şimdiden bunları masaya yatıracağını bas bas bağırmıyor mu?
-Bu ortada kimler, nereye, hangi motivasyonla milyon dolarlık transferlerde bulundu, bu belgeler açılır.
-Etkili ailelerin devlet bürokrasisi ile bağları sorgulanır.
-Bir saray belgesi oluşur kesinlikle. Oradaki tüm takımlaşma isim isim kıymetlendirilir. Diyelim şu anın muhalefeti bu türlü bir yapı düşünmediğine nazaran şayet iktidara gelirse onun için yeni bir formül geliştirecektir.
-Medya yapılanması mutlaka sorgulanır. Havuz- mavuz işleri, ayrıyeten devlet bankalarından sağlanan kredilerle medya oluşumları sorgulanır.
-Yargıda FETÖ Borsası diye bir başlığın açılmaması mümkün mü? Cumhurbaşkanlığı avukatlarının aktifliği mutlaka bir gündem konusu olur.
-Cumhurbaşkanına hakaret davalarının tartışılmaması mümkün değil.
-Yargıda verilen kararlar, “yargı kararı” denilip üstü kapatılacak nitelikte mi? “Alnı secdeye gelenler” telaffuzunun sonunda nasıl bir yargı tertibi oluşturduğu sorunu nasıl kapanır? Sonraki yargı yapılanmaları nitekim yargı bağımsızlığı – tarafsızlığı çerçevesine oturuyor muydu?
-KHK’larla bir gecede binlerce insanın defterinin dürülmesi bir hukuk devletinde nasıl mümkün olabildi? Bu evrak açılmaz mı?
-Bir “kayyım masası” kurulması kaçınılmaz bence. Seçilmiş belediye liderlerinin vazifeden alınıp kayyımla idareye gidilmesi demokratik haklar açısından,
-FETÖ irtibatı gerekçesiyle el konulan iktisadi kuruluşlara yönelik kayyım uygulaması, buralarda yapıldığı tez edilen yolsuzluklar sebebiyle masaya yatırılır.
-Süleyman Soylu adabı İçişleri Bakanlığı idaresi değerli bir gündem oluşturacaktır yarınlarda. Sayın Soylu’nun girdiği fotoğraf kareleri de kesinlikle konuşulacaktır.
-Hendeklere nasıl göz yumulduğu da bir gündem konusu olur kesinlikle.
-Tabii bütünüyle sistem sorgulanacaktır. Bütünüyle ekonomik yapı sorgulanacaktır.” (HABER MERKEZİ)
KAYNAK