Kıdem tazminatına devlet güvencesi! 3600 ek gösterge çalışması nasıl olacak?
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Bakanlığının 2022 yılı bütçesinin TBMM Plan Bütçe Komisyonu’ndaki görüşmelerinde milletvekillerinin sorularını cevapladı.
İŞKUR tarafından yürütülen Toplum Yararına Programların (TYP) bazı meslek gruplarında kaldırılmasıyla ilgili bir soru üzerine Bilgin, şunları kaydetti:
“İşsizlik Sigortası Fonu’ndan güvenlik görevlisi olmaz. Ben bunu doğru bulmuyorum, dolayısıyla bunu durdurdum, vermeyeceğiz. İşsizlik Sigortası Fonu’ndan, toplum yararına fayda üretecek çalışmanın nasıl yapılacağı, ilgili mevzuatta açıkça belirtilmiştir. Kanun ile yönetmelik arasında bazı sorunlar vardı. Yönetmeliği tamamen değiştiriyorum, bunu tamamen İşsizlik Sigortası Kanunu’nun fonksiyonlarına dönüştüreceğiz. Orada bürokratik ihmalleri, geçmişten kalan bazı sorun ve alışkanlıkları ortadan kaldıracağız. İşsizlik Sigortası Fonu’nu kendi fonksiyonlarında değerlendirecek bir şekilde işleteceğimi ifade etmek isterim.”
KIDEM TAZMİNATINI SAVUNURUM
Muhalefet milletvekillerinin kıdem tazminatının kaldırılacağı yönündeki eleştirilerine tepki gösteren Bilgin, “Kıdem tazminatını kim kaldırıyor? Ben kıdem tazminatını savunan bir adamım. Bu konuda yazılarım var. Onu nereden çıkardınız? Kıdem tazminatını kimse kaldırmıyor. Birisi kaldırırsa da ben çıkarım kıdem tazminatını savunurum” karşılığını verdi.
Bilgin, kamuda işe alımda mülakat sistemiyle ilgili eleştirilere cevap olarak, “Personel sistemimizde liyakatın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Mülakat bizim icat ettiğimiz bir şey değil. Bu çok eski bir uygulamadır. Ben bunların objektif şartlar içerisinde teknik düzenlenmesinin mümkün olduğunu düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.
SÖZLEŞMEYE UYMAYANA CEZA
Bazı üniversitelerin toplu sözleşmeden istifade etmediğine ilişkin soruya Bilgin, “Bunlar bizim yaptığımız toplu sözleşme çerçeve anlaşmasının içindedir. Rektörler veya iş verenler, buna uymak zorundadır. Aksi halde haklarında gerekli her türlü yasal işlemi yaparız. Toplu sözleşmenin hukuki niteliği kanun düzeyindedir ve buna uymak zorundadırlar. Kamu işverenlerinin buna uymamak gibi keyfiyetleri yoktur.” yanıtını verdi.
Bilgin, Trakya’da işçilerin sendikal haklarını engelleyen bir iş yeriyle ilgili soru üzerine, şu değerlendirmede bulundu:
“Biz oraya müfettiş göndermişiz, 8 milyon lira ceza kesmişiz. Ayrıca, onlarla ilgili cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunmuşuz. Türk hukukuna, bizim çalışma hukukumuza uymayan, sendikal özgürlükleri kısıtlayan işverenlerin kapısını zorlarız ve onları bu hukuka uymaya mecbur ederiz. İşçiler haklarını kullanırlar. İşverenler de buna riayet etmek zorundadırlar. Böyle bir keyfilik olamaz.”
3600 EK GÖSTERGE HESABI
Çalışma grubunu oluşturduk. Alternatif maliyet modelleri çıkarılıyor, kapsayıcılığının ne kadar geniş ya da dar olacağı, hangi unsurları, süreleri, personeli kapsayacağına dair çalışılıyor. Bittikten sonra Ekonomi Bakanlığı, Devlet Personel Başkanlığı ve sendikalarla bir araya geleceğiz. Ek gösterge için gerekli kaynak yapılacak çalışmalarla ortaya çıkacak.
YOLSUZLUĞA GÖZ YUMMAYIZ
Aktif işgücü programlarıyla iş kabiliyetini artırmayı planladıklarını anlatan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, “Bazı projelerden de söz ettim, bunları Türkiye çapında uygulayacağız. Ama bunun eğitim boyutu var. Daha önemlisi istihdam üreten bir büyümenin gerçekleşmesi var. Türkiye’nin bu büyümesini sürdürmesi var. Yani bir yıl yüzde 3, bir yıl yüzde 7, bir yıl yüzde 11 büyüyebilirsiniz ama bunu istikrarlı bir şekilde ileriye taşımak lazım. Bunun da hem ulusal hem de uluslararası şartlarla bağlantılı olduğunu biliyoruz” diye konuştu. Muhalefet milletvekillerinin Sosyal Güvenlik Kurulu’nda yolsuzluk iddialarıyla ilgili soruları üzerine de Bakan Bilgin, “Herhangi bir yolsuzluğa asla müsaade etmeyiz. Bu konuda sizin duyumunuz varsa bunu da bana iletin. Bu konuda sonuna kadar gideceğiz. Biz kimin yakını olduğuna bakmayız. Bu yolsuzluğu ben ortaya çıkarttım” yanıtını verdi.
MUHALEFETE SARAY CEVABI
Milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Vedat Bilgin, muhalefetin “Saraylardan vazgeçip halka inecek misiniz?” üslubuyla konuşmasını eleştirerek, “Cumhuriyet’in kuruluş yıllarında, fert başına düşen milli gelirin 60 ila 120 dolar arasında olduğu dönemde bugün Çankaya Köşkü diye bildiğimiz köşk yapılmış, Gazi Paşa o köşkün inşaatını başlatmış. Türkiye’nin yüzyıl sonra yeni bir devlet başkanlığı külliyesi yapmasını bir saray edebiyatı içerisinde anlatmanın doğru olmadığını düşünüyorum. Bunlar kimsenin şahsi malı değildir. Gazi Paşa rahmetli oldu, gitti; saygıyla, minnetle, şükranla anıyoruz bütün yaptıklarını… Bundan sonra gelecek devlet adamlarımız da bu konutları kullanacaktır, bunlar kamunun malıdır. Görmeyen arkadaşlarımız belki hayallerinde böyle bir şey söylüyorlar ama gerçeği bu değil” değerlendirmesinde bulundu.