Dünya devinden kritik açıklama: Türkiye’nin adımları Avrupa için hayati önem taşıyor
Schneider Electric açıklamasına göre, Barbara Frei, İstanbul’da Türk iş dünyası ve sanayi kuruluşları temsilcileri ile sürdürülebilirlik yatırımları çerçevesinde temaslarda bulundu.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Frei, iklim kriziyle mücadele söz konusu olduğunda sanayi kuruluşlarının sürdürülebilirlik alanında her zamankinden daha fazla adım atmaya ihtiyacı olduğunu belirtti.
Bunun temelinde, kullanılan elektriğin yüzde 50’sinin halen çimento, demir-çelik, madencilik gibi enerji yoğun ağır sanayilerde kullanılmasının yattığını aktaran Frei, “Ağır sanayi dünya üzerinden yok olmayacağına göre, sanayi kuruluşlarının yenilenebilir enerji kullanımı ve diğer önlemler yoluyla dekarbonizasyon adına atacakları adımlar dünyamızın geleceği için daha kritik ve hayati önem taşıyor. AB tarafından üye ülkelerin maruz kaldığı Kovid-19’un olumsuz etkilerini silmek amacıyla uygulamaya konan İyileştirme Paketi ile Avrupa kıtasının 2050 yılına kadar karbon nötr olmasını hedefleyen Yeşil Mutabakat Anlaşması, kuşkusuz AB ile yoğun bir endüstriyel ve ticari ilişkisi olan Türkiye’yi de derinden etkiliyor. Avrupa’nın karbon nötr hedefleri için Türk sanayisinin sürdürülebilirlik adımları hayati önem taşıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Frei, Türkiye ekonomisinin yüzde 90’ının KOBİ’lerden oluştuğunu hatırlatarak, KOBİ’lerin dijitalleşmesinin ve karbon nötr hedefleri için adım atmasının sürdürülebilirlik adına kritik önem taşıdığını vurguladı.
– “Her yerde dijital dönüşümü mümkün kılıyoruz”
KOBİ’lere, büyük sanayi kuruluşlarının uyguladığı sürdürülebilirlik modellerinin benzerlerini bu alanda uzman iş ortakları kanalıyla ulaştırdıklarını aktaran Frei, “Yazılımlarımız ve siber güvenlik çözümlerimiz bugün itibarıyla KOBİ’lerin de dijitalleşme ihtiyaçlarına cevap verebilecek nitelikte. Ancak bunların verimli bir şekilde kullanılarak iklim kriziyle mücadelede KOBİ’lerin de aktif rol oynamasına hizmet etmesi ancak bu alanda gerekli eğitimlerin sağlanmasıyla mümkün olabiliyor. Schneider Electric olarak bu konuda da iş ortaklarımız kanalıyla yoğun çaba ve kaynak harcıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Frei, KOBİ’lerin, sürdürülebilirlik çözümlerine günümüzde artık bulut üzerinden sağlanan kiralama ya da lisanslama yöntemiyle de ulaşabildiklerini belirterek, şunları kaydetti:
“Bugün itibarıyla bu tip lisanslama çözümleri tüm pazarın yüzde 18’ine ulaşmış durumda. Bunun yakın gelecekte daha da artmasını bekliyoruz. Endüstriyel sürdürülebilirlik teması her zaman bir iş kolu. Ben 30 yılı aşkın süredir bu işin içindeyim ve 30 yıldan bu yana sanayide karbon salımı azaltımı gündemimizde. Ancak iklim kriziyle birlikte şartlar tam anlamıyla daha henüz oluştu ve bu alandaki yatırımlar, dolayısıyla bizim işimiz büyük hız kazandı. Yine de bu noktada rehavete kapılmamamız gerekiyor. Zira gelecek kuşaklara sürdürülebilir bir dünya bırakmak istiyorsak bu adımları atmak için bir 30 yıl daha bekleyemeyiz.
Geleceğin endüstrilerine baktığımızda dijital dönüşümüne dikkat çekmemiz gerekiyor. Schneider Electric olarak küresel bazda dijital dönüşüme liderlik ettiğimizi söylemeliyim. Enerjiye ihtiyaç duyan altyapılar, binalar, veri merkezleri ve endüstriyel tesisler gibi gereken her yerde dijital dönüşümü mümkün kılıyoruz. Uçtan uca çözümlerimiz, bulut bağlantılı ürünlerimiz, kontrol ve izleme yazılımlarımızla komple bir çözüm sunuyoruz. Bunun sonucunda ise müşterilerimizin verimlilik ve sürdürülebilirlik çalışmalarına destek oluyoruz. Ama daha da önemlisi Schneider Electiric olarak endüstriyel sürdürülebilirlik alanındaki çözümlerimizi önce kendimiz uygulayarak diğer sanayi kuruluşları için örnek oluşturmamız gerektiğine inanıyoruz.”
Bu amaçla enerjisinin bir kısmını güneş panellerinden sağlayan Manisa fabrikalarının, ürün ve ekipman aktiviteleri bazında yapılan değerlendirme sonucu Avrupa’nın ilk ve tek “akıllı fabrikası” seçildiğini aktaran Frei, “Schneider Electric Manisa Fabrikası, aşırı esnek, kendi kendini uyarlayan bir üretim yeteneği yaratmak amacıyla modern teknolojileri farklı kombinasyonlarla uygulayarak daha verimli bir üretim sağlıyor.” değerlendirmesinde bulundu.