Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, yardım dağıtılan aile sayısının son 19 yılda 1 milyondan 4,3 milyona çıktığını söyledi. Bu açıklamayla ilgili SÖZCÜ’ye konuşan yurttaşlar, “Artık milletin zekasıyla oynamasınlar. Zira bu olay övünülecek değil, hicap duyulacak bir olay. İnsanları toplumsal yardıma muhtaç ettiler. Tükeniyoruz, bitiyoruz. Üzülecek, ağlanacak bir durum” tabirlerini kullandı.
Kamera: Hakan KAYA-Ali Selim YAMANLI
Yüksek enflasyon ve buna bağlı hayat pahalılığının altında ezilen yurttaşlar, geçinmekte her geçen gün daha da zorlanmaya başladı. Bilhassa dar gelirlinin alım gücü sıfırlandı. Maaşlı çalışanlar ay sonunu getiremez duruma geldi.
Hal bu türlü olunca yurttaşlar kredi kartlarına ve tüketici kredilere yüklenmeye başladı… Fakat bunların limitlerini de dolduran halk, son deva olarak toplumsal yardımlara başvuruyor…
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati de 17 Temmuz’da toplumsal medya hesabından yaptığı açıklamada, yardım yapılan aile sayısının son 19 yılda 4 katına çıkmasıyla adeta övündü.
Nebati, “2002 yılında yalnızca 1 milyon haneye toplumsal yardım hizmeti verilirken pandemi yardımları hariç tutulduğunda 2021 yılında 4,3 milyon ailemize ulaşılmıştır.” tabirleri kullandı.
SÖZCÜ takımı İstanbul Bakırköy Meydanı’nda vatandaşa mikrofon uzattı, “Yardım dağıtılan aile sayısının son 19 yılda 1 milyondan 4 milyona çıkması övünülecek bir durum mu? İktidar temsilcilerinin övünür biçimde kelamlarını nasıl karşılıyorsunuz?” diye sordu. Verilen karşılıklar şöyle oldu:
“MİLLETİN ZEKASIYLA OYNAMASINLAR”
Seçkin Şentürk: Muhakkak değil. (İktidar temsilcilerinin övünür biçimde kelamlarını nasıl karşılıyorsunuz?) Her vakit yaptıkları şey. Artık milletin akıllarıyla mı oynuyorlar… Hesap ortada. Kendileri açıklama yapıyorlar esasen. Artık milletin zekasıyla oynamasınlar.
“YANLIŞ SİYASETLERİN SONUCU”
Kaya Bozdoğan: Hayır, hiç övünülecek bir durum değil. Bu yanlış devlet siyasetleri, kitleleri probleme sokup kendisine bağımlı hale getirmek ve o şahısları sömürmek… Az bir maaşa bağlayıp oylarını kazanmak… (Övünmelerini) Bu durumu ıstırapla karşılıyorum. Zira bu olay övünülecek değil, hicap duyulacak bir olay.
“ÖVÜNÜLECEK BİR ŞEY DEĞİL”
Melisa Ekinci: Tabi ki değil… 20 yıl evvel alınan maaşlar kafiydi, artık alınan maaşlar kâfi değil. Bundan 20 yıl evvel alınan emekli ikramiyesiyle beşerler mesken, otomobil alabiliyordu. Artık insanların alım gücü düştü. Maaşlı çalışan aileler bile yardıma muhtaç hale geldiler. O yüzden bu durumun mutlaka övünülecek bir şey olduğunu düşünmüyorum.
“İNSANLARI TOPLUMSAL YARDIMA MUHTAÇ ETTİLER”
Ercan beyefendi: Övünülecek bir durum değil. Şu an orta katman kalmadı esasen, sıfırlandı. İnsanları toplumsal yardıma muhtaç ettiler.
“MAAŞ YETMİYOR”
Fatma Bulut: Övünülecek bir şey olabilir mi? Niçin birine el açayım ben? 54 yaşındayım, her gün mesken paklığına gidiyorum, maaş yetmiyor.
“ONLAR YARDIM EDİLEN FAKİRLER İSTİYOR”
Hasan Özdemir: Niçin övünülsün? Onlar yardım edilen fakirler istiyor lakin biz ortadan kaldırılmış bir yoksulluk istiyoruz. (Yardım alan aile sayısının artması sizi üzüyor mu?) Üzmez olur mu? Beşerler niçin birilerine bağımlı yaşasınlar?
“TÜRKİYE’NİN FAKİRLEŞTİĞİNİ GÖSTERİYOR”
Ömer Gözkara: “Övünülecek bir durum değil. Türkiye’nin fakirleştiğini gösteriyor. (İktidar temsilcilerinin övünür biçimde kelamlarını nasıl karşılıyorsunuz?) Çıkarlarını düşünüyorlar, menfaatlerini müdafaaya çalışıyorlar, diğer bir şey değil. Üzülüyorum, iktidarın bir an evvel gitmesini istiyorum.”
“TÜKENİYORUZ, BİTTİK”
İsmini vermek istemeyen vatandaş: Övünülecek değil; utanılacak, üzülecek bir durum. (İktidar temsilcilerinin övünür biçimde kelamlarını nasıl karşılıyorsunuz?) Onlar gözlerini kapatmışlar, kulaklarını sağır etmişler. Halkın ne yaşadığını kimse bilmiyor. Kalemle çalışıyoruz artık. Akşam liste yapıyoruz; sabah çıkıyoruz market market geziyoruz, nerede indirim varsa onu alıyoruz. Alabildiğimizi alıyoruz. Alamadığımızı bir kenara bertaraf ediyoruz. Tükeniyoruz! Bitiyoruz! Bunun yanı sıra ruhsal olarak da çökme var. İstikrar bozuldu…
“NİYE YARDIMA MUHTAÇ ETTİNİZ?”
İsmini vermeyen vatandaş: Üzülecek, ağlanacak bir durum. Nereye gidiyoruz! Bu ülke bu türlü miydi ya! Ömür zorlaştı. Büyük bir kesim son derece mağdur. Yüzler gülmüyor, beşerler memnun değil. Bu idare gitsin artık. Kâfi ya! Millet kan ağlıyor; üsttekiler ballı börekli saraylarda yaşasınlar, 12 tane uçağa binsinler, yüzlerce makam arabaları… (Sizin bu saydıklarınızın yanı sıra 4 milyon aile de yardım alıyor… Bu durumu çelişkili buluyor musunuz?) Tabi çelişkili. O aileleri neden mağdur ettiniz? Niçin yardıma muhtaç ettiniz? Bunu kim yaptı? Bu idare yaptı. Uzaydan gelip de yapmadılar…